18 Şubat 2013 Pazartesi

Lovely Paris

Paris sokaklarında yükselen kahkalarımız...Bu şehri birbaşka sevdiğimi itiraf etmeliyim,her köşesi ilham.Christmas öncesi Fransızların hazırlıklarına tanıklık etmekte çok güzeldi ama onlarınki bizimki gibi acele ve panik değil,ağır oldukça soğukkanlı..

Paris
Üç günlük bir Paris kaçamağı yapmak isteyenler için  ana hatlarıyla yapabileceğiniz alternatifleri sunmak istiyorum.Tek bir kural var doyasıya güzel zaman geçirmek ve tam anlamıyla bir Paris'li gibi hissedebiliyor olmak..

Ne Yenir-Ne İçilir

Le Relais de l'Entrecote 
 Paris'de antrikot yiyecekseniz gideceğiniz adres Le Relais de l'entrecote.Uzun kuyruklarda beklemenize rağmen güzel bir yemek yiyeceğinizi söyleyebilirim.Paul Gineste de Saurs'un 53 sene önce kurduğu Paris'de üç tane ve   Cenevre'de bir şubesi olan restaurantta geleneklere bağlı olarak garsonlar beyaz önlükleriyle çok ama çok hızlı servis yapmaktaydılar.Yiyeceğiniz yemek tek alternatiften oluşuyor.Önden nefis baget ekmekler, hardal soslu,turplu yeşil salata geliyor.Ana yemek olarak meşhur kremalı,Cafe De Paris sosunda ızgara edilmiş antrikotlar ve patetes kızartması..Her gelişinizde gidip tekrar yemek isteyeceksiniz..
L'Entrocote



Au Cadet de Gascogne:

Montmarte
Montmartre Paris'e geldiğinizde mutlaka yürümeniz ve görmeniz gereken biryer .Paris'de en çok sevdiğim yerlerde arasında üst sıralarda diyebilirim. Salvador Dali, Monet, Modigliani, Picasso, Vincent van Gogh gibi isimler buralarda çalışmışlardır. .Gitmekten asla usanmayacağım bir diyar.Sacre Coueur'un beyaz kubbeli muhteşem bazilikasını gezebilirsiniz.Montmartre’ı keşfettikten sonra şehre dönüşünüzü yürüyerek yapmalısınız. Yılankavi ve dar sokaklardan geçerek bölgeyi ve çeşitli dükkânları keşfedin ;sevdiklerinize de ufak hediyeler alabilirsiniz.

Au Cadet de Gascogne

Kong:

Bir Eiffel manzarası olamayabilir belki ama Paris’de Sein nehri manzarasıyla yiyebileceğiniz en romantik akşam yemeğinin garantisini veriyorum.Özel bir kutlama için de yine burayı tercih edebilirsiniz.Ambiyans ve dekor herşeyden önce gidip görebileceğiniz birçok yere göre çok farklı..Biz Paris’deki son akşamımızda yemeğimizi burada yedik ve herşeyiyle dört dörtlüktü.Akşam yemekten sonra birşeyler içmek içinde gelinebilinecek bir alternatif,bar kısmıda bulunmaktadır.
Başlangıç olarak çok farklı seçenekler var;ravioliden sashimiye,crab salatadan,beef carpaccioya damak zevkinize göre başlayabilirsiniz.Ben ana yemek olarakiyi pişmiş Chateau fileto tercih ettim ve tek kelimeyle çok lezzetliydi.Yemek esnasında balık ve ördek tercih eden arkadaşlarım da çok memnun kaldılar.Tatlı olarak sizlere burada mango salatası eşliğinde kokonatlı sorbe tavsiye ediyorum..

Kong





Sorbet with Mango Salad
     


Printemps Brasserie:
Alışveriş yapmaya zamanınız olur da yolunuz La Fayette ile Printemps'e düşecek olursa;bir mola yemek veya kahve keyfi için bence uğramanız gereken bir brasserie.Öğlen yemek saatinde 11:30 ile 15:30 arası açık olup müşterilerine güzel bir hizmet sunmaktadır."Kentsel ve şık" bir öğle yemeği derseniz vitray kubbesiyle ferah havasıyla,ekonomik ve hızlı servis için güzel bir seçenektir.Raviolisini deneyerek sizlere beyaz şarap eşliğinde öneriyorum.

 


 Pierre Herme:

Pierre Herme



Makaron  Paris’e gidildiğinde mutlaka yenmesi gereken bir tatlı olarak bilinir.Hepimiz Laduree gördüğümüzde bir durup makaron  çok da sevmememize rağmen uğrayıp alırız.Kimse kusura bakmasın ama Paris’e gittiğinizde makaron tadacağınız tek yer Pierre Herme. Newyork Times’ın 
“ Mutfağın İmparatoru” ve Vogue dergisinin “Tatlı Dünya’sının Picasso’su” olarak adlandırdığı Pierre Herme’yi anlatmak bana düşmez ama gerçekten övgüleri hak ediyor. 14 yaşında kariyerine başlayan Pierre Herme Paris’de Fauchon ve Laduree’de çalışmaya devam ediyor. Benim öğrendiğim kadarıyla da Laduree’nin arkasındaki başarıda kendisinin olduğudur.Farklı bir strateji ile ilk dükkanını Paris’de değil Tokyo’da açan Pierre Herme için sanıyorum boynuz kulağı geçmiş diyebiliriz.
Tatlıya bayılan biri olan benim makaronla çok aram olmamasına rağmen çok beğendim ve hediye olarak Pierre Herme makaron aldım.Bir tanede olsa tatmanızı tavsiye ediyor bir makaronun 3 euro olduğunu belirtmek istiyorum..=)

 Mariage Frères 

Burası tek kelimeyle bir çay diyarı..Bugün dünyada Almanya ve Japonya'da dahil olmak üzere 30 adet tearoom bulunmaktadır.Sadece Paris'de 4 tane Mariage Freres tearoom bulunmakta olup,büyük havayollarında ve büyük otel zincirlerinde bu çaylardan servis edilmektedir.Çay dükkanına girdiğiniz andan itibaren 500 farklı tür gram ile satılan eczacı konseptiyle dekore edilmiş bir manzara ile karşı kaşıyasınızdır.Aromalı ve kokulu çayların çeşitliliği hepimizi hayrete sokmuş,seçim yapmakta çok düşündürmüştür.Bence buraya uğrayıp farklı çaylar denemek ve satın almakta yarar var.Demleme tekniğini de sormanızı ve bilgi almanızı öneririm.Güzel bir yürüyüşten sonra çay içip,tatlı yemek için en güzel seçimi yaptığımızı düşünüyorum.
 

 Nereler Gezilir ?

Eiffel Kulesi: Paris ile özdeşleşen ünlü mühendis Gustave Eiffel tarafından tasarlanan demir yapı.Paris'e gelindiğinde uğramadan geçilmeyecek ilk adres.Her geldiğimde çıkmaktan vazgeçmiyorum,mutlu hissediyorum.Paris ayaklarınızın altında..İnsanların yüzünü güldüren onları iyi hissettiren bir hali var sanki.Çıkmış olmak için çıkılmamalı,birşeyler yazmak,birşeyler düşünmek belki birini aramak belki de bir karar vermek,Eiffel Kulesi'nde bana göre yapılması gereken herhangi birşey o kuledeyken yapılmalı..
Top of the Eiffel Tower


La Fayatte:
Galeries Lafayette


Moda'nın kalbi olan bir şehirden bahsediyoruz. Couture modaevlerinden alışveriş yapmak istiyorsanız Sağ Yaka’da Rue du Faubourg-St-Honore’da Calvin Klein, Chanel, Christian Lacrois, Christian Dior, Versace ve Yves Saint Laurent gibi markaları bulabilirsiniz. Haute couture modaevleri ve pek çok butik; Les Halles, Places des Victorieres ve St-Germain-des-Prés civarında toplanmıştır.

Ama hızlıca ne var ne yok taramak isterseniz ve bana göre alışveriş yapmayacak bile olsanız Galeries Lafayette'e bir adım atmalısınız. Galeries Lafayette’te giyimden, kozmetiğe; ayakkabı ve çantaya her  mağazayı dolaşabilirsiniz.Ayakkabı ve çanta görmekten yorulacaksınız.
Kim ne derse desin modanın hiçbir zaman ölmeyeceği Lafayette'in iş ve dış dekorasyonunda gösterilen özveri ve öngörü bunun kanıtıdır.Christmas zamanı gittiğimiz için bütün hazırlıklara,süslemelere,ışıklandırmalara tanıklık etme şansım oldu ve çok büyük emek harcanmaktadır.Parçaların kombinasyonları,vitrin dekorasyonları bana göre çok uzun süren ve üstüne ince düşünülerek ortaya konmaktadır.Paris'in bu kadar çekici kılınmasıkesinlikle tesadüf değildir.






Herkesin Paris'e gelme nedeni farklıdır,başkadır.Kimi iş için gelir,kimi moda için ,kimi mutlu haberi almak ya da teklifi almak, kimi eşiyle beraber ilk tatilini yapmak, kimi ise  de sadece bir neden bulmak için gelir bu şehre.Bir Parisli gibi hissetmeniz için yapabileceğiniz ve özellikle yemek  yiyebileceğiniz birkaç alternatifi sundum.Son olarak hoş bir tecrübe önerim elinize bir baget ekmek alın,biraz Fransız peyniri ve bir şişe şarap.Sein nehri  kenarında sakin bir piknik yapın..İyi gelecektir.
    Paris son akşam yemeğimizde  arkadaşımın bir anda durup "Ben son iki gündür çok mutluyum" cümlesini  kurdurtmayı başaran bir şehir.İnşallah rüzgar beni hep Paris'e doğru savurur..

İyi gezmeler dilerim..

Sevgilerimle,

ZEYNEP DEFNE KIRÇUVAL 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder